ÖZ (II)
( Kitaptaki bazı öz bilgilerin birinci cilltten devam eden fihristleme çalışmasıdır. Aynı öz bilgiler aynı numaraları almaktadırlar. Ancak , bu cildimizde öz bilgiler 3 adet daha artarak sayısı 31’e varmıştır)
1. DEĞERSİZLİĞİNİ İDRAK ETMEKLE DEĞERLENME ; KÜÇÜKLÜĞÜNÜ BİLMEKLE BÜYÜME.
Tekamüldeki varlıklar , Tanrının huzurunda ve büyüklüğü karşısındaki sonsuz aczlerini his ve idrak edebildikleri oranda değerlenir imkanlarını genişletirler.
O’nun yüceliğini daha çok hissedebilmek , değerlenmekle olur. O’nun yüceliğini hissetmek ise , kendi aczini hissetmektir.
2. İYİ VE DOĞRU OLDUĞUNA İNANILANLARA YÖNELMEK , İNSANI ASIL DEĞER YÖNÜNDE İLERLETİR.
İnanılan iyiler ve doğrular , insanın değer seviyesini gösterirler.
Oluştan kötü diye bir şey yoktur. Her değer ve realitedeki varlığın kötü olduğuna inandığı şeyler vardır. İyi ve kötü olduğuna inanılanlar ise , varlığa öyle gözükmesi gerekenlerdir.
İnsanların ; hangi realitede olurlarsa olsunlar , ulaşabildikleri en doğruyu ve en iyiyi tatbik etmeleri gerekir.
- İNSAN KENDİSİNE EMANET EDİLMİŞTİR.
İnsan tekamülünde , kimsenin gözetiminde değil ; kendi kendisinin gözetimi altındadır.
- TEKAMÜL ; VARLIKLARIN ASLINDA MALİK BULUNDUKLARI BİLGİYİ, YANİ MEVCUT OLANI , İDRAKTIR.
Tekamül edilerek elde edilen yüksek değerleri ve idrakları kendinden ayrı düşünmek doğru değildir. O , zaten mevcut olup fakat yeni ulaşılmış olandır.
Tekamülle idrak edilecek mertebeler ve kazanılacak değerler , bir yol üzerine dizili sabit hedeflere benzetilebilir.
İnsanların duyduğu arzu ve zevkler de oluş’tan var olan şeylerdir. Tıpkı düşünce ile ulaşılabilecek hedeflerin , düşünen tarafından bulunmadan önce mevcut olduğu gibi.
Şuurlu İman da , aslında var olandır. Ona idrakle ulaşılır.
Varlıkların idrak ede ede tekamül ederek yükseldikleri o yüksekliklerin önceden idrakinde olan ve halk eden ; Tanrıdır.
- HER OLAN İYİDİR , İYİLİKTİR. KİMSE KİMSEYE KÖTÜLÜK EDEMEZ!.
Her olup biten iyidir , tekamül içindir , olması lazım gelendir ve kişinin hayrınadır. Kişi neye maruz kalırsa kalsın, o , onun için en hayırlı olandır. Dolayısıyle kimse kimseye kötülük edemez. Kötülük yapan değer kaybeder . fakat kötülüğe maruz kalan için o olay , ihtiyacında olduğu olaydır.
- İNSANA TAŞIYABİLECEĞİDEN FAZLA YÜK YÜKLENMEZ.
Bir insan denenirken ona taşıyabileceğinden fazla manevi yük yüklenmez. Fakat insanlar değerlenerek daha fazla yük taşıyabilmek imkanlarına sahip olurlar.
- HER VARLIK SÜBJEKTİFTİR.
Varlıklar birbirlerini daima sübjektif olarak değerlendirirler. Sübjektif değerler ise daima değişirler.
- AYNI DENEBİLECEK İKİ VARLIK DAHİ YOKTUR !
Hiçbir zaman tıpatıp aynı idrak ve realitede olan iki varlık bulunamaz. Varlıklar arasında az veya çok değer farklılıkları mevcuttur.
- HER ZERRE , HER VARLIK “BİR BÜTÜN”ÜN , BİR KÜLLÜN CÜZLERİDİR. HER ŞEY ; BİR ŞEY’DİR.
Ayrı ayrı zannedilen her şey , “bir” şeyin parçalarıdırlar.
En önemli idrak ; küllün , şuurlu bir cüz’ü olduğunuzun idrak edilmesi ve benimsenmesidir.
Gaye ; cüz’ün kül olduğunu idrak etmesidir. Tekamül ; küllün idrakıdır.
- GAYE ; KÜLLÜN ŞUURLANMASI , KENDİNİ BULMASIDIR.
Tanrının var ettiği nizamın şuuru , Tanrının idrakinde olduğu bir büyüklüktür. Kül varlık , bu şuura ulaşma yolunda tekamül eder. Bu aslında mevcut olan kendi şuuruna ve değerine ulaşmasıdır ki , “küllün kendini bulmasıdır” denebilir.
- SEVGİYİ , SEVME GÜCÜNÜ ARTTIRMAK , AŞKI ÖĞRENMEK İÇİN YAŞIYORSUNUZ.
Sevgi tekamül ölçüsüdür.
İrade , sabır , sadakat , bilgi gibi değerlerin kazanılmasından gaye , sevebilme gücünü arttırmaktır.
Sevgi zirvedir ! Her hayat planı , sevebilme gücünü arttırmak esası üzerine hazırlanır.
Sevgi alanının genişlemesi , tesir alanının genişlemesidir.
Aşkı öğrenmek , onu benimsemek , daima daha fazla severek aşk olma yolunu tutabilmek için yaşanır.
- OLUMLU VE OLUMSUZU AYNI GÖREBİLMEK ; ISTIRABIN TADINA VARABİLMEK ; YÜKSELMEKTİR.
Kötüyü kötü görmeyip her şeyi “hayır” bilmek , azaptan tad alma yolunda yükselmek..
- BİLGİYİ BENİMSEMEK , O BİLGİNİN İMKANLARINA MALİK OLMAK DEMEKTİR , İDRAK EDİLEN OLUNUR !
Tekamül ; mevcut mertebelerin idrak edilmesi demektir. Mertebeleri ( realiteleri) idrak edenler , idrakle , o mertebe olurlar ; o mertebeyi idrak edenle bir olurlar.
Değer kazanmak , bilgi kazanmaktır.
- OLAYLARIN MANEVİ SEBEPLERİNE NÜFUZ EDEBİLMEK SEVİYESİNE ULAŞMAK..
Şuurlu İman denilen yüksek tekamül merhalesinde insanlar olayların ve otomatik yardımların asıl manevi sebeplerine şuurlarıyle nüfuz edebilmek imkanlarını bulacaklardır.
- İDRAK ; DEĞERİ YÜKSELTİR , SORUMLULUKLAR YÜKLER !
Bir kimsenin herhangi bir şeyden sorumlu olması için onu idrak etmiş olması gerekir. Sorumluluklar ise idrakle yükselir. Her insan şuuru oranında kendisini vazifeli hisseder.
- KİMSE KİMSEYE KÖTÜLÜK EDEMEZ
Her olan iyidir , iyiliktir.
- ZORLUKLAR ; YARDIMLARDIR !
Zorluk ve sıkıntılarla boşuna karşılaşılmaz. Onlar değer ve mukavemet arttıran yardımlardır. Zorluklara karşı koyarken onunla neden karşılaşılmış olduğunun bilinmeye çalışılması gerekmektedir. Şuurlanış oranında zorluklardan faydalanılır.
- FİKİR AYRILIKLARI VE MÜCADELELERİ BİLGİLERİ BENİMSETİR.
Fikir mücadeleleri , teşevvüş ve şüpheler , tekamül imkanları sağlarlar. Bir şeyin benimsenmesinde , mücadeleler , şüphe ve teşevvüşler büyük rol oynarlar.
- ORTAMIN EN BASİT ELEMANININ , ALT ELEMANLARI’NIN PARÇALANMASI ; O ORTAMIN PARÇALANMASIDIR !
Atomun parçalanmasından açığa çıkan enerji diğer atomları parçalayamaz fakat elektronun parçalanması ile , atomlardan meydana gelen dünya ortamı parçalanır. Aynı şekilde , esirin parçalanması ise tüm elektron ortamını yani galaksiyi ortadan kaldırır.
- HASTALIKLARI MEYDANA GETİREN ŞUALARDIR.
Hastalıkların meydana gelişinde maddi, manevi şualar ve bedenin iç şualarındaki bozukluklar rol oynarlar. Hastalıkların sebepleri ise maddi izahların ötesindedir.
- VAZİFE GÖRMEYE HAK KAZANMA..
Ruhlar tekamül ettirici değerlerini arttırabildikleri oranda yüksek vazifelere hak kazanırlar. Bu ; ruhların şuurlu meleklik safhasıdır.
- TANRI RUHA , O RUHA BAĞLI BEDENDEN DAHA YAKINDIR.
Tanrı , “şuurlu” varlıkları onlardan daha iyi “bilir”. Çünkü onların ; kendilerinin zannettikleri bilincin aslı , Tanrının hakimi olduğu bilincin ( şuurun) bir tezahürüdür.
O , var olan her zerreyi o zerreden daha iyi tanır.
- KADER ( TEKAMÜL PLANI) ; MUKADDERAT.
Hadiseler bir plana göre cereyan ederler. Bu sebeple de olması gerekenler mutlaka olurlar.
Bu sebeple , iyilik ve kötülük etmek de yoktur ; fakat iyiliği istemek , iyiyi ve kötüyü idrak etmek vardır.
Asıl değerlenmeye ; yapmakla değil , idrakle yaklaşılır.
- TESLİMİYET ( TEVEKKÜL) .
Bütün hadiseler tekamülle ilgilidirler ve tekamül planına bağlı olarak vuku bulurlar.her olup biten en iyi ve olması lazım gelendir. Bu gerçeğin kabulü ; Ulu Nizam’a güven ve teslimiyete vardırır.
|